Emnyi & Nilish PaGe

Ve yine bloguma erişemiyorum

VE yine bloguma ulaşamıyorum. Bu bloggerların nedir çektği anlayamadım. Blogu buraya aktarmaya çalıştım ama yapamadım. şimdilik burdayız yine . Blogumuza kavuşuncaya kadar tabii ki …

Eylül 17, 2009 Posted by | Uncategorized | Yorum bırakın

Konser / Konzert "jungenc"

Im Rahmen der Deutschen Kulturwochen

Sanat Yönetmeni ve Sunucu /
Leitung und Moderation:
René Giessen

Solist: Cihat Aşkın, Keman/Violine
Haakon Schaub, Bariton

jungenç, çağdaş Türk müziğinin de içinde barındırdığı “dünya sesi”nin zenginliğini ve değişik özelliklerini programı çerçevesinde göstermek ve bununla birlikte Avrupa klasik müziğinin ses reperetuvarını daha da zenginleştirmek istiyor.

Program:
Betin Günes – Azeri

H.W. Henze – Hayaller

C.R. Rey – Enstanteneler

W.A.Mozart – Keman Konçertosu
Solist: Cihat Aşkın, Keman

Ferit Alnar – Prelude

René Giessen – Knulpscher Gesang
Solist: Haakon Schaub, Bariton

F. Schubert – Senfoni Nr.8

Bilet Satış:
http://www.biletix.com/

25 Ekim 2008 20.00
ODTÜ Kültür Kongre Merkezi Salonu
Diğer tarihler:
21.10.2008 – 20.00 Uludağ Üniversitesi, Bursa
23.10.2008 – 20.00 Anadolu Üniversitesi, Eskişehir
Detaylı bilgi: http://www.goethe.de/ankara
Orkestra hakkında bilgi:
http://www.jungenc.org/index.php

Ekim 17, 2008 Posted by | DUYURULAR, konser, Türkiye'den müzik haberleri | Yorum bırakın

Müziğe Bu Kez Müzik İçinden Yönetici: İTÜ TMDK Müdürlüğüne Prof. Dr. Cihat Aşkın Atandı…

Müziğe Bu Kez Müzik İçinden Yönetici: İTÜ TMDK Müdürlüğüne Prof. Dr. Cihat Aşkın Atandı… Dr Ayhan Sarı
Bu konuyla ilgili yazıyı aşağıdaki linkde bulabilirsiniz.

http://www.musikidergisi.net/?p=670
http://www.mavi-nota.com/index.php?link=yazi&no=1175

Ekim 17, 2008 Posted by | DUYURULAR, müzik haberleri, Türkiye'den müzik haberleri | Yorum bırakın

III. Ulusal Gülden Turalı Keman Yarışması

III.Ulusal Gülden Turalı keman yarışması sonuçları açıklandı.

Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ‘nca düzenlenen III. Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışması’nda küçüklerde Bilkent Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu’ndan Berfin Aksu (d.1998), orta kategoride Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ‘ndan Merve Birbir (d.1997), gençlerde ise Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ‘ndan Alican Süner (d.1992) birinciliği elde ederek, el yapımı birer kemanın sahibi oldular.
Ülkemizin ilk kadın başkemancılarından Gülden Turalı’nın adı ve anısının yaşatıldığı keman yarışmasının üçüncüsüne Bilkent’ten 3, Trakya ve Uludağ Üniversitelerinden birer, İzmir, Çukurova ve Antalya’dan ikişer, İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi’ nden 5, Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ‘ndan ise 14 keman öğrencisi katıldı. Elemeleri aşan 19 öğrenci, finalde seçtikleri keman konçertolarının birinci bölümlerini piyano eşliğinde seslendirdiler.

Jüri Prof. Hazar Alapınar başkanlığında başkanlığında Devlet Sanatçısı Prof. Suna Kan, uluslararası solistlerimizden İTÜ Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Cihat Aşkın, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ‘ndan Prof. Çiğdem Yonat İyicil, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ‘ndan Veniamin Varsavski, orkestra şefi-viyolacı Prof. Koral Çalgan ve kemancı Doç. Yusuf Güler Aksöz yeralıyordu..

Yarışma sonunda ilk üç dereceye giren, mansiyon ve Türk bestecisi özel ödülünü kazanan öğrenciler şöyle:

Küçükler: 1. ve Türk Bestecisi Özel Ödülü: Berfin Aksu (Bilkent), 2. Elif Ece Cansever (Bilkent), 3.Sofiko Çumburidze (Mersin), Mansiyonlar: Ecem Dağhan ve Utku Yunkuş (Mersin)

Orta Kategori: 1. ve Türk Bestecisi Özel Ödülü : Merve Birbir(Trakya) , Veriko Çumburidze(Mersin) , 3. Asilkan Çelik (Mersin), Maünsiyonlar: Sesim Bezdüz (Mersin) ve Erten Deniz İspir (Çukurova)

Genç: 1. Alican Süner (Mersin), 2. Banu Selin Aşan (Mimar Sinan), 3. Bengisu Gökçe (Mersin), Mansiyonlar: Ayşe Ferzan Alada ve Hakan Güven (Mimar Sinan)

Yarışma Birincilerine verilen kemanlar Türkiye’nin önemli luthiyeleri Ecevit Tunalı (Mimar Sinan Ü.), Yücel Açın (İTÜ) ve Atilla Okan ( Ege Ü.) tarafından el yapımı olarak hazırlandı. Yarışmanın atölye çalışmasını ise luthiye Hakan Utandı (Mersin) yürüttü. Dereceye girenler ödüllerini Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süha Aydın ile jüri üyeleri ve düzenleme kurulu üyeleri Münif Akalın ile Ebru ve Selahattin Yunkuş’un elinden aldılar.

Yarışma birincileri 2008-2009 sezonunda CSO, Bursa BDSO ve Mersin ÜOO ile birer konçerto seslendirecekler. Mersin Üniversitesi 1.Kamuran Gündemir Piyano Yarışması’nı da önümüzdeki Nisan ayında düzenliyor. Bu yarışma için başvurular 13 Mart 2009’a kadar yapılabilecek. Ayrıntılı bilgi Mersin Üniversitesi web sitesinde yer alıyor.

Bu tür ciddi ve özendirici yarışmalara, başta Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı olmak üzere, Türkiye’deki tüm konservatuvarlardan daha fazla katılım olması dileğiyle, herkese iyilikler dilerim.
Şefik Kahramankaptan

NOT: Şefik Kahramankaptan’dan gelen mailden alıntıdır. Yazılarını yayımlamam için daha önceden bana verdiği izni kullanarak bu haberi de onun güzel anlatımıyla sizlere ulaştırdım.
Bizim de temennimiz bu tür etkinliklerin artması ve katılımın fazla olması. Müzik dolu günler diliyorum.

Ekim 16, 2008 Posted by | DUYURULAR, Türkiye'den müzik haberleri, Şefik Kahramankaptan | 2 Yorum

Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya Veda

Şiir, üstün zekaların rüyalarıdır



Fazıl Hüsnü Dağlarca (d. 1914, İstanbul – ö. 15 Ekim 2008 )

26 Ağustos 1914 İstanbul doğumlu. Süvari yarbayı Hasan Hüsnü Bey’in oğludur, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan’da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana ortaokulundan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamladı (1933). 1935’te piyade subayı göreviyle Doğu ve Orta Anadolu’nun, Trakya’nın pek çok yerini dolaştı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, ön yüzbaşı rütbesiyle askerlikten 1950’de ayrıldı. 1952-1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı’nda iş müfettişi olarak İstanbul’da çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray’da “Kitap” kitapevini açtı ve yayıncılığa başladı. Dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. (Ocak 1960-Temmuz 1964). İlk yazısı 1927’de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir hikayedir, İstanbul dergisinde 1933’te çıkan “Yavaşlayan Ömür” adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı. Bugüne kadar kendisine bir çok ödül verilen şair 1967’de ABD’deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından “En iyi Türk Şairi” seçilmişti.

Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiç bir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını örer. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler:

Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.
(Kaynak Vikipedi.)


Ölü

Hangi mahallede imam yok,
Ben orada öleceğim.
Kimse görmesin ne kadar güzel,
Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.

Ölüler namına, azade ve temiz,
Meçhul denizlerde balık;
Müslüman değil miyim, haşa,
Fakat istemiyorum, kalabalık.

Beyaz kefenler giydirmesinler,
Sızlamasın karanlığım havada.
Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,
Ki bütün azalarım hülyada.

Hiçbir dua yerine getiremez,
Benim kainatlardan uzaklığımı.
Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
Çılgınca seviyorum sıcaklığımı…

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Ekim 15, 2008 Posted by | haber | Yorum bırakın

Müzik oyunları

Oynayarak notaları öğrenelim. Sol ve fa anahtarında yazılmış notaları bilmeye

yönelik güzel bir oyun. Ben beğendim bakalım siz beğenecek misiniz ?
Oyunun linkini vermeyi unutmayayım BURADA.
Tıklayın ve oynayın.

Ekim 13, 2008 Posted by | eğlenceli bilgi, eğlenceli müzik, eğlenelim öğrenelim, müzik oyunları | Yorum bırakın

Nota arşivi (2.blogumuz)

Bundan sonra nota paylaşımlarım 2. blogumda olacak www.emineiyi.blogspot.com adresimde elimden
geldiği kadar nota arşivimden
seçtiklerimi sizlerle paylaşacağım.
Esenlikler diliyorum herkese 🙂

Ekim 12, 2008 Posted by | Bize ulaşın, DUYURULAR, Linkler, nota, nota arşivi, İletişim | Yorum bırakın

Şarkı söyleyelim

TIKLAYIN ve bu güzel şarkıyı söylemeye çalışın .

Ekim 12, 2008 Posted by | karaoke, müzik oyunları | Yorum bırakın

Orhan Atasoy Gemiler

GÜNÜN ŞARKISI

Teoman tarafından da coverlanan gemiler şarkısının Orhan Atasoy yorumu unutulmaz .
Birlikte dinleyelim bu güzel yorumu .

Boomp3.com

GEMİLER
Bir an için çıksam hayatımdan
Yanık tenli omuzunda
Kurtulsam maziden uzaklarda
Şu anda yanında

Şu sonlu ömrümde
Şu kısa benimde
Kafesteki kuş misali
Uçmaz oldu aşkım… aşkım…

Sen geçerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüreğimden gizlice
Sen geçerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüreğimden gizlice

Bir an için çıksam hayatımdan
Yanık tenli omuzunda
Kurtulsam geçmişten uzaklarda
Şu anda yanında

Deniz rüzgara karışmış güneşte
Martılar uçardı o yeşil güzlerde
Sıcak kumlu o ellerde
Dalga sesleri vardı gülüşlerde… gülüşlerde…

Sen geçerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüreğimden gizlice
Sen geçerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüreğimden gizlice

Orhan Atasoy kimdir ?

1949’da İstanbul’da doğdu. 70’li yıllarda, Ankara ve İstanbul’un rock çevreleriyle köklü dostluklar kurdu. Ve bu çevrelerce ‘acid’ namıyla anıldı. Bir motosiklet tutkunu ve başarılı bir heykeltraş olarak da tanınan sanatçının, 1993’te Yanmışız adlı bir albümü çıktı. Bu albümün yapımında; Fuat Güner, Özkan Uğur, Kerim Çaplı, Fahir Atakoğlu ve Taner Öngür gibi isimler de yer aldı.

1994’de Lost Ghost adlı topluluğunu dağıtarak ABD’ye yerleşti. Teoman’ın da söylediği meşhur Gemiler şarkısı da o’na ait. Orhan Atasoy kimdir bölümü BURDAN ç(alıntıdır. )

Ekim 4, 2008 Posted by | arşivlik videolar, emnyi'den, günün şarkısı, mp3, Seçtiklerim | Yorum bırakın

Sevildiğini bilmek ve bilmemek

Sevgili Tarıçamız yine içimizden geçenleri çok güzel bir şekilde dile getirmiş. BU yazıyı da kaçırmayın. Tanrıçamız sevildiğini bilmekden bahsetmiş. Yazısını sonunda kullandığı söz çok hoşuma gitti


-Anaïs Nin’in şu sözünü doğruluyor dostlarım: “Each friend represents a world in us, a world possibly not born until they arrive, and it is only by this meeting that a new world is born.”

Sevildiğini bilmek, belki de dünyadaki en büyük mutluluk, huzur ve neşe kaynağı. Gerçekten sevdiklerimizin, değer verdiklerimizin bunu hissetmesini sağlayalım!-

Ne kadar güzel değil mi ? Bu yazıyı okuduğumda zaten hep aklımda olan şey takıldı yine kafama. Sevildiğini bilmemek… sevgi ucuz ve çok olmamalı bence değerli olması için, sevdiğim dediğin kişiye de Anais’in dediği gibi hissettirmek gerekiyor. Küçük şeyler bu kastettiğim. Ama ama ama ama ama aaaaaaaaaaaaaaa.

“Boğazından lıkır lıkır geçen
Şu suyun kıyetini bil
Nedir ki bu mavilik deme
Pencereden görebildiğin kadar
Göğün kıymetini bil
Kıymetini bil çiçek açmış bademin
Güneşli odanın çamurlu sokağın
Beyazın siyahın yeşilin
Pembenin kymetini bil
Dirilik öyle bir şey yürekte
Sevinçle çırpınır
Kavak yelleri eser insanın başında
İnsanoğlu kızar öfkelenir savaşır
Halk için girşilen savaşta
O korkulu sevincin
Öfkenin kymetini bil
Bil ki bu
Budur işte
Güneş yalnız dirileri ısıtır
Güneşin kıymetini bil”

Ekim 4, 2008 Posted by | emnyi'den, söyleyemediklerim ya da söylediklerim | Yorum bırakın